18 Ocak 2010 Pazartesi

Körlerle sağırlar birbirini ağırlar

Orospu Çocuğu
Engin Akkıç
Orospu ÇocuklariPezevengin Evladi
Emre Aköküz
Yalaka maymunlarımız 17 Ocak 2010 tarihli köşelerinde birbirlerine yağ çekmekten başka bir şey yazmamışlar!

Kahve dövücüsünün hık deyicisi,

Aylak bakkal ve çırağı, yavru ile katip...

Artık bu lüzumsuz ve aptal heriflere ne ad verirseniz... Size kalmış.

Pazar günleri gazete yazarları genelde 'hafif ve ciddi olmayan' yazılar yazmaya çalışır. Bu heriflerin normalde zaten ciddiyetten nasipsiz ve ağırlığı olmayan şeyler karaladıkları düşünülürse, pazar gün yazdıkları saçmalıkların haftanın diğer günleri yaptıkları saçmalıklardan pek de farklı olmadığını söyleyebiliriz.


O halde bu korkak ve yalancı heriflerin ne 'yazdıklarını' değil, bu pazar ne 'yaz(a)madıklarını irdeleyelim bari...

1 - Tekel işçilerin açlığı ve soğuğu göze alıp Ankara'da eylemlerine -hem de kendi içlerinde yaptıkları demokratik oylama neticesine binaen- devam etmekte olduğunu yazamadılar.

2 - Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Abdi İpekçi'nin katili ve Papa 2. Jean Paul'ün tetikçisi Mehmet Ali Ağca "Hıristiyan olmak istiyorum, İncil'i yeniden yazacağım" demiş. Bu konuya değinmeye bizim zırtapozların paçası sıkmamış nedense?

(Çok sıkarsa, Emre Aköküz klavyesinin başına geçip aslında Abdi İpekçi'nin faşist bir Ergenekoncu olduğunu falan da yazabilir. Böyle bir karaktersizliği ondan her an bekliyoruz)

3 - İstanbul'un 2010 Avrupa Kültür Başkenti olmasından bahsetmediler. Şimdi Engin Akkıç çıkıp "Ne kültürü hemşehrim? Lumpenproleter mantalitesinin hakim olduğu İstanbul'dan nasıl Avrupalı kültür başkenti çıkar?" dese, a-ke-pe'li patronu kızar.

Emre Aköküz çıkıp "Memleket şahane gelişiyor, bakın Avrupa Kültür Başkenti olduk" dese,
"Ulen hıyar, Avrupa'nın adını bile duymadığın şehirleri bile Avrupa Kültür Başkenti olmuş. Senin haberin var mı?" sorusuna cevap veremez. Aşağı tükürse sakal, yukarı tükürse bıyık vaziyetleri...

4 - a-ke-pe hükümeti referandumla ilgili bir takım ince işler çeviriyor. Hatta RTE çıkıp "Referenduma alışılsın" dedi. Bkz. http://www.ntvmsnbc.com/id/25044461

Ufukta bir takım referandum ihtimalleri var ama, neyin referanduma sunulacağı belli değil. Yetkililer ise "Zamanı gelince görürsünüz referandumda ne sorulacağını" diyorlar. Yani referandumda "Siz ocak kıvılcımlandırıcılarından mısınız, yoksa kapı gıcırdatıcılarından mısınız?" diye bir soru da gelebilir seçmenlerin önüne.

Nedense SABAH gazetesi ve bizim yalaka maymunlar bu konuda da ağızlarını açamıyorlar.

Gerçi Emre Aköküz, Eylül 2009'da Hakkın Hukukun Referandumu Olmaz başlıklı köşesinde
Sadece Türkiye'de değil, başka ülkelerde de hemen her sorunu 'halka götürelim' diyenler çıkıyor. Ancak öyle bazı meseleler vardır ki asla halka götürülmez. Onların referandumu yapılmaz. Yani 'hak hukuk' söz konusu olduğunda, referandum yapılmaz, halkoyuna başvurulmaz. diye yazmıştı.

Bakalım bu lafını nasıl kıvırtıp yutacak?






facebook'ta paylaş!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İzleyiciler