14 Ocak 2010 Perşembe

Emre Aköküz'ün yalancılığı patolojik mi?

Pezevengin EvladiAhlaksızlık olarak nitelendirilen bir takım edimler vardır ki bunlar dünyanın her yerinde, her din ve kültürde ayıplanır, hatta yasaklanır. Mesela hırsızlık yapmak, mesela yalan söylemek, mesela haksız yere başka insanların şerefine veya fiziki varlığına saldırıda bulunmak...

Fakat şöyle de bir durum var: Normal bir insanın yapmaktan kaçınacağı bu türden 'suç ve ayıp' edimleri yapanlar yalnızca suçlular ve kötü niyetli kişiler değildir. Psikolojik rahatsızlığı olanlar ve ruh hastaları da 'ellerinde olmaksızın' bu kusurları işlerler.

Kleptomani denen bir ruh hastalığı vardır mesela. Hasta kendini 'hırsızlık yapmaktan' alıkoyamaz. Böyle tiplerin sıkı kontrol altında tutulması önerilir.

Bu kadar lafı niye ettik? Şundan:
Acaba Emre Aköküz'ün bu kadar pis bir yalancı ve iftiracı olması psikolojik veya (beyinde bir tümör oluşumu gibi) fiziksel bir rahatsızlıktan kaynaklanıyor olabilir mi?

Olaylar ve kavramlar arasındaki bağlantıları da yanlış, eksik ve ters olarak değerlendirdiği için bu herifin daha önce sayısız kereler abukladığına şahit olduk.

14 Ocak tarihli köşesinde aksettirdiği hezeyan ve abuklukları biz değerlendirecek olsak, "Siyaset ve sosyolojiyi bilmediği gibi, bu beyinsiz herifin hukuk nosyonundan da haberi yok. Üstelik futboldan da anlamıyor. 'Kuvvetler ayrılığı' prensibinden ise büsbütün bihaber." der geçeriz..
(ki bu saptamaların hepsi de doğrudur ayrıca)

Ama Dr.Haydar Dümen veya Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları hastanesi Başhekimi Doç.Dr.Erhan Kurt, söz konusu abuklamaları nasıl değerlendirirdi acaba?

Türkiye Bilim Sitesi'ndeki Şişirilmiş Kendiliğe Klinik Yaklaşım başlıklı makalede Emre Aköküz'ün durumunu da açıklığa kavuşturacak geniş bir analiz yer alıyor.

Söz konusu makalede Emre Aköküz'ün durumuna uyan şöyle bir açıklama yapılmış:

Bir narsisistik hastanın "edepsiz içselliği (immoral internality)" yani yoğun haset (intensive envy), öfkelilik (aggressivity) ve ayartılabilirlik (corruptibility) (narsistik kişinin yalancı baştan çıkartıcı (seductive facade) görünümüne doğrudan karşıtlık oluşturan biçimler)- önde gelen ne kadar ahlaklı olduğunu gösterme çabaları ve yüksek düzeyde ahlaki bir varlık görüntüsünün yansıtılmasıyla maskelenir.

Gerçekliğin narsisistik saptırılmasıyla (narcissistic faking of reality)" yakından bağlantılı olarak narsisistik hastaların patolojik yalancılığı oluşmaktadır. DSM-III'de vurgulandığı gibi kişisel yetersizlikler, başarısızlıklar ya da sorumsuz davranışlar rasyonalizasyon ya da sonu gelmeyen yalanlarla açıklanmaya çalışılabilir. Şişirilmiş kendiliğin taleplerinin zorlamasıyla narsisistik hastalar dış dünyayı kendi tümgüçlülük gereksinimlerine en uygun biçimde biçimlerler.

Kendilik önemi algıları yoluyla narsisistik hastalar klinik olarak "bir bilen" tarzı gösterirler. DSM-III'e göre "bir bilen olma (narsisistik yetkinlik) gereken sorumlulukları üstlenmeden özel davranış görme beklentisi" anlamındadır. Ek olarak narsisistik kişilikler makul olandan daha fazlasını talep ederler ve insanlar kendi isteklerine uygun davranmadıklarında öfke ve şaşkınlıkla tepki verirler (benmerkezcilik).

Biz gene de Emre Aköküz adlı yontulmamış kütüğe buradan mesajımızı verelim:
Yargı bağımsızlığı; insanların 'adil yargılanma hakkı'ndan kaynaklanan bir kavram olup, temel insan haklarının ve çağdaş demokrasinin gereğidir.

Yargının 'tarafsızlığı' ancak 'yargı bağımsızlığı' ile mümkün olabileceği için;
"Yargının bağımsız mı olmasını istersiniz yoksa tarafsız mı?" diye bir soru sormak,
"Solunum yapmak mı istersiniz yoksa kalbinizin atmasını mı?" gibi bir soru sormak kadar abes ve saçmadır.

Aralarında nasıl bir tercih yapılacağını sorguladığınız o iki kavram birbirine karşıt olmadığı gibi, aksine birbirlerine muhtaçtır. Solunumunuz durursa kısa sürede kalbiniz de durur. Eğer kalbiniz önce durursa, solunumunuz zaten duracaktır. Bağımlı ama tarafsız bir yargı olamayacağı gibi, yargının tarafsızlığının olmazsa olmaz şartı yargının bağımsızlığıdır.

Ve Türkiye'nin yargıçları, amirinden emir alacak 'memurlar' değildir, o şekilde gösterilemezler!

Mesajı aldın mı Emre Aköküz? Hadi öyleyse siktir git!







facebook'ta paylaş!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İzleyiciler