Liberal; hoşgörünün sınırlarını durmadan genişletmeye çalışan, insanın her bakımdan özgür ve otonom bir birey olarak yaşamasının koşullarını oluşturmak için savaş veren, bireysel tercih ve yaşam stillerine her insandan daha fazla saygı göstermeyi bilen insandır. Liberalizmin tarihi ve tanımı da budur. Ancak bizde bir süredir liberal denilen insanlar bunun tam aksi bir davranış sergilemeye başladı. Dahası liberal olabilmenin normlarını da onların sert, yıkıcı ve çözücü davranışları belirlemeye başladı. Bu sadece Türkiye'ye özgü bir gelişme değil. Başka ülkelerde de liberal düşünce gayet hızlı ve radikal bir dönüşüm içinde. Dünyada liberaller son derece yıkıcı, sert ve saygısız olmaya başladı. Özel tarihi koşullarımız nedeniyle liberalin bu yıkıcılığı, saldırganlığı ve sertliği Türkiye'de daha bir göze batıcı olabiliyor.
Neticede Türkiye'de kendilerine 'Liberal' diyen insanları tanımlayan çok da güzel bir çalışma olmuş.
Bizim modern liberallerimizin, tarihsel liberallerin yüzüne ancak yüzüne tüküreceği a-ke-pe adlı faşizan eğilimli-dinsel saplantılı bir örgüte bu kadar tutkuyla bağlanabilmeleri de kendi çılgınlıkları ile bağlantılıdır. O çılgınlık, liberalin dünyada var olduğunu düşündüğü kötülüklerin bütün sebebi olarak gördüğü temel nedenden duyduğu nefret tarafından beslenmektedir. Liberallerin Cumhuriyet'e ve Atatürk'e karşı duydukları nefretin temelinde bu tür bir çılgın ruh hali yatmaktadır. Liberal artık 'Kendi siyasi nevrozlarını siyasete taşımaya başlamış bir insandır'. Ahmet-Mehmet Altan ardeşler, Murat Belge, Emre Aköz vs. gibi sefiller, işte bu tanımın adeta nümunesi durumundadırlar. (Yandaş medyada hergün abuk-sabuk şeyler karalayan gerizekalı yalakalara hiç girmeyelim. Mustafa Karaalioğlu, Fikri Akyüz, Mümtazer Türköne, vs vs ise zaten liberallikle veya demokratlıkla alakası olmayan tiplerdir. Normal bir ülkede olsak bu adamların acilen tımarhaneye tıkılmaları gerekirdi.) Televizyonda tek bir tartışma program seyretmiş olsanız zaten hemen farketmişisinizdir ki ; kendisine "liberal" diyen o tipler sinir yüzünden nevrotik olmuş, nevrotizmini siyasi kavgaya dökmüş insanlardan ibarettir. Bu yazı, Serdar Turgut'un 6 Ocak 2010 tarihli Akşam gazetesinde yer alan köşesinden alıntılanmış olup, editoryal düzeltmelere tabi tutulmuştur. Örneğin Serdar Turgut, söz konusu Amerikalı Psikiyatrist yazar Lyle H. Rossiter'ın bir kadın olduğunu zannetmektedir. Lyle H. Rossiter, Amerikan ordusunda da psikiyatrist olarak çalışmış bir 'forensic psychiatrist' olup suçlu profillerinin ortaya çıkarılmasında uzmanlaşmış bir bilim adamıdır. |
![]() | facebook'ta paylaş! |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder