Engin Ardıç'ın iyice beyinsel kısırlığa ve insanın içini bayan bir yavanlığa düştüğünü görmek için 14 Aralık tarihli köşesine bakmak yeterli...
Arkadaşı Ali Taran'ın filmine kıyak çekecekmiş gibi yapıp "Ben AB grubundan müşteriyim, sinemaya gitmem.." dedikten sonra, klavyede rastgele tuşlara vura vura döktürdüğü bilmem kaç karakterlik herzenin sonunda da demiş ki:
"Efendim? Saçmalıyor muyum? Bayramlık ağzımı açsam başım derde girer, en iyisi futbol geyiği.
'Parti kapatılan bir ülkede' ne yapmamı bekliyordunuz? Böyle ülkeye böyle yazı."
Kendi kabızlığının ve korkaklığının suçunu niye memleketin hallerine atıyorsun, öküzüm benim?
Ama biz senin gibi kabız ve tutarsız olmadığımızdan, sana bir cevap verelim.
(Sen soru sormuşsun da o yüzden cevap veriyoruz dingil. Görgüsüzlük etme, yazdıklarımızı oku da bir şeyler öğren)
Ne yapacaksın biliyor musun, tosun?
- Arkasını yalaya yalaya parlattığın RTE, onun ağlak yardımcısı ve beceriksiz hükümetinin "açılım...açılım" veyahut "analar ağlamasın uleyyn" diye giriştiği işlerin memleketin başına açtığı işleri yaz!
- Kapatılacak olan kendi partisi olunca "parti kapatmak ayıptır" diyen a-ke-pe partisinin (şaşırma deyyus, senin paso yalakalık yaptığın ampul partisini kastediyoruz) 'başka partiler kapatılırken' niye yüz seksen derece tornistan ettiğini yaz.
- Kürtler Bağdat caddesine çıkıp senin evini de taşlayacak olursa demokratlığın mı tutacak yoksa altına mı kaçıracaksın, onu yaz!
- Özgür olmak isteyen Kürtlere asıl esareti yaşatan şeyin kendi feodal kültürleri olduğunu yaz.. Töre möre diye kendi kızlarını, karılarını kesip öldüren insanların "demokrat" sayılamayacağını, başkalarına demokrasi dersi vermeye kalkamayacağını, Emre Aköz gibi takozların bunu artık anlaması gerektiğini yaz
(Sahi o denyo nerelerde? Prostatı mı tuttu? Merak etmesin, artık tıp gelişti, makattan bir tel sokuyorlar, şıpın işi prostat tedavisi. O adam zaten çok sever arkadan kendisine birşeyler girmesini) - Türk milletinin aşağılamaya gelmediğini.. şimdilik sessiz dursa da içten içe kaynadığını... 1919-1922 arasındaki olaylar tekrar edecek olursa senin gibi hırboların sonunun gazeteci Ali Kemal gibi olmasından korktuğunu yaz...
- DTP'nin kapatılmasının suçunu da CHP'ye at. Şeyh Sait'e büyük haksızlık yapıldığını, aslında onun Başbakan olması gerektiğini yaz.
- Hazır kendini kaptırmışken Menemen'de Kubilay'ın başını kesen Derviş Mehmet'in de çok demokrat ve insancıl bir kişi olduğunu belirt.
(Ne var ulan? Sen bundan daha büyük herzeler de yemedin mi? Sanki hiç yalan, yanlış şeyler yazıp masum insanlara iftira atmamışsın gibi namuslu adam pozları atma! Yemezler. Üstelik bu sefer başarın garanti çünkü bu Derviş Mehmet denen adamın torununun torunu olan ağlak bir a-ke-pe'li sana teşekkür telefonu açmazsa şaşarız...) - RTE'nin Hitler'le gösterdiği benzerlikleri sırala.. Açılım diye diye Türkiye'yi nasıl kan, ateş ve korku ülkesine dönüştürdüğünü irdele... "Ulen yoksa bu Ergenekon dedikleri şey, Stalin'in Moskova duruşmalarının birebir kopyası olmasın" diye düşün arada.. Attila İlhan'ın "Faşizmin Ayak Sesleri" adlı kitabı senin kitaplığında vardır, aç bir daha oku. Faşizme giden yolu döşeyen sağcı bir iktidara yalakalık yapmanıın utancını damarlarında hisset...
- Hiç birini yazacak yüreğin yoksa, otur Obama'ya verilen barış ödülünü yaz. Hani "Bu adam başkan seçilirse Taksim'e çıkıp anıracağım" dediğin adam var ya... O adam ABD Başkanı seçildi de üstüne Nobel Barış Ödülü bile aldı, haberin yok mu? Shakespeare'in Othello'sunun Anadolu'da 'Arabın İntikamı' diye sahnelendiği günlere gönderme yap, "Ne Washington'un dingili, ne Obama'nın Nobel'i" diye başlık at.
Ulan gene dört ayak üstüne düştün,namussuz...
Senin tek işin "yazı yazmak", bunun için para alıyorsun sonuçta. O tek işini bile beceremiyorsun da; ciddiyet ve ustalık isteyen gerçek işlerimizi yapıp bitirdikten sonra bizim gibi adamlar dönüp sana bir de "Neyi nasıl yazman gerektiğini" göstermek zorunda kalıyor.
Hadi utanmandan vazgeçtik, iki dakika delikanlı ol be!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder