11 Aralık 2009 Cuma

Engin Ardıç 11 Aralık 2009 tarihli yazısıyla kendini nasıl rezil etti?

Orospu Çocuğu
Bizim tosun, 11 Aralık 2009 tarihli yazısında Dan Brown'un Türkiye'ye gelişinden girmiş. Epeyce bir "Bu hikayeleri biz zaten biliyorduk, siz giderken biz dönüyorduk.." türü ukalalık yapmış. (Buraları geçelim, her zamanki hezeyan ve komplekslerin dışavurumu.)

Sonra diyor ki:

"Dan Brown, çocukluğunda bir gün, kilisesinin papazına "dünya nasıl yaratıldı" diye sormuş.Papaz da "iyi çocuklar böyle sorular sormazlar" demiş.

Şu ünlü "Marduk" teorisini ortaya ilk atan Zecharia Sitchin de çocukluğunda, sinagogda hahama bir gün şöyle bir soru yöneltmiş: "Tanrı tektir ama Kutsal Kitap'ın Tekvin bölümünde sık sık 'elohim' yani çoğul olarak geçiyor... Bu bir çelişki değil mi?"

Haham, "iyi çocuklar böyle sorular sormazlar" demiş.

Papaza ve hahama çakıp, İslamcı patronlarına karşı günlük vazifesini yerine getiren antipatik köşe yazarı lafı şöyle bağlıyor:


"İyi çocuklar, zeki çocuklar, akıllı çocuklar, papazın ve hahamın söylediğinin tam tersine, soru sorarlar. Çok soru sorarlar. Adam olacak çocuk, kakasından değil sorduğu sorudan belli olur. Yanıtı yoksa bu çocuğun değil, büyüklerin sorunudur.
Adam olacak çocuk, kakasından değil sorduğu sorudan belli olur. Çocuğunuzun gerçekten adam olmasını istiyorsanız, onu soru sormaya teşvik ediniz ve soruları yanıtlamaktan asla kaçınmayınız.."

Yağdı yağmur, çaktı şimşek, sen de mi pedagog oldun be eşşoğlueşşek!

(Hatırlatalım Bize çocuk terbiyesi konusunda ahkam kesmeye ve ayar vermeye kalkan bu herif, hayatında hiç baba olmamıştır. Babalık nedir? Çocuk nasıl yetiştirilir? Bu soruların cevaplarını bilmez ama ukalalık yapmayı iyi bilir.)

Papaza ve hahama laf sokması kolay! Sıkıysa kuran kurslarında, tarikat yurtlarında soru sorması yasaklanan Müslüman çocuklardan bahsetsene! İmamların ve hocaefendilerin de soru sorulmasından hiç hoşlanmadığını yazsana!

Paçan sıkmaz değil mi? Fethullahçı patronların senin mamanı keser sonra...

Yaşlandıkça beyni sulanan bu herifin gözleri de doğru dürüst görmüyor, belki Internet'te arama yapmasını da bilmiyordur diye ona bir kıyak geçelim:
11 Aralık 2009 günü Mehmet Y.Yılmaz, Hürriyet gazetesindeki sütununda Mustafa Balbay'dan aldığı bir mektubu yayınlamış.

(Bak beri şişko öküzüm, işte bu linke tık'la da öğren http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/13170136.asp?yazarid=148 )

Söz konusu yazıdan öğreniyoruz ki,

Mustafa Balbay'a sorguda sorulan sorulardan bazıları şunlar:

"Size aktarılan bilgilerin çoğu suç teşkil edecek niteliktedir. Bunlar hangi amaçla size aktarıldı?"

"Atatürkçü Düşünce Derneği'nden size gönderildiği belirtilen bu ileti başka kimlere gönderilmiştir?"

(Yani Mustafa Balbay'a sorulan soruların, Mustafa Balbay'ın yaptığı işlerle alakası yok! Başka başka kişi ve kuruluşların yaptıkları işlerin niçin ve nasıl yapıldığı Mustafa Balbay'a soruluyor... Engin dangalağı belki anlamaz diye bu notu da düşelim..)

Gördün mü Engin'im öküzüm??

Senin yazında bahsetmeye götünün yemediği Fethullahçı çocuklar, tarikat yurtlarında hiç bir soru soramadılar ama büyüyüp savcı ve polis olunca aha işte böyle sorular soruyorlarmış meğerse...

Şimdi bu münasebetsiz soruları soran adamlara da 'iyi çocuklar' mı diyeceğiz?

Dikkat et, yarın öbür gün başka bir 'iyi çocuk' gelir sana da sorar:

"Sen apışarandaki aleti kullanmayı bilemediğin için mi ibne oldun Engin amca?" der mesela.

Ne cevap vereceksin buna? Yazsan da öğrensek...

Cevap veremezsen, çocuğun bir kusuru yok ama bu senin kusurun oluyormuş...

(Sen kendin öyle yazmışsın dingil, o yüzden böyle söylüyorum. Ben sen miyim ki götümden uydurup saçma sapan yazayım?)

Ne oldu tosun?

Sorular seni rahatsız edince kaçmayı ve susmayı mı tercih ettin yoksa?





facebook'ta paylaş!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İzleyiciler