Diyeceksiniz ki "Bu denyonun yazarlık yeteneği veya mizah duygusu var mıydı ki zaten?" Valla bu oduna bakınca biz de aynı sığ ve yavan herifi görüyoruz ama bu adamın içinde düştüğü psikolojik bunalımlara ve hezeyanlara bakınca insan böyle düşünüyor: Herhalde bu suratsız herif bir zamanlar "işe yarar olduğu varsayılan" bir takım işler görüyordu. Ama artık o devirler çoktan mazi olduğu içindir ki kıvranıp kıvranıp ıkınmasına rağmen 'anlamlı' bir şeyler oraya koyamıyor. O yüzden psikolojik bunalımlara girip kendine yalanlar ve palavralar içinde bir dünya kurmaya çalışıyor işte Aralık 2009'da biz ortaya çıkıp bu yalaka maymunların yalanlarını birer birer ortaya çıkarıp yüzlerine vurdukça, bu iki denyo siber alemden ellerini ayaklarını çektiler. Bizim karaktersiz şişko, geçen kasım ayından beri facebook sayfasına yeni bir şey yazamıyor. Nasıl yazsın ki? Biz kaşkaval herifin yalan ve palavralarını aynen suratına vurup herifin havasını aldıkça kıçüstü oturuyor. Cevap bile veremiyor haliyle. Hey şişko Engin, geçen sefer Yunanistan'dan bildirdiğin yalan yamuk izlenimlerin üzerine bizden tokat gibi cevabını almış kıçüstü oturmuştun ya, hatırladın mı? Hani o zaman sana "Bu işleri bilmiyorsan git de karikatürist Güneri İçoğlu'na sor, sana işlerin doğrusunu anlatsın" demiştik. Gözün aydın! Senin sormana gerek kalmamış. Üstat Güneri İçoğlu bu haftaki Leman dergisinde sana okkalı bir şekilde laf sokmakla kalmamış, senin gibi bir hıyartoya iltifat sayılması gereken de bir hareket çekmiş: Senin "denyoluğunun" karikatürünü çizmiş ve basmış dergiye. Aleme kapak oldun dingil, sevinsene! O çirkin suratına bundan büyük iltifat mı olur? Hamşo Engin, "Memura grev hakkı istiyorsunuz ama lokavta hazır mısınız?" falan diyerek ve de 'boğayı boynuzlarından tutmak' falan gibi Çetin Altan'dan araklama deyimleri de kullanmak suretiyle iyice saçmalamışsın 3 Mart tarihli aptal köşende! Ulan hıyarağası, senin haberin yok mu? Memura grev hakkı seni niye bu rahatsız ediyor a denyo? İşçinin hakları var da, senin kıçını yalamaya doyamadığın a-ke-pe iktidarı bu hakları kullandırıyor mu sanki? Lokavt neymiş, adamların çalıştığı işyerini satıp adamları kapının önüne koyuveriyor bu hükümet. 4 Mart 2010 tarihli hezeyanlarla dolu sıkıcı ve aptalca köşesinde Engin Akkıç lafa "Anayasa değişikliğinin meclisten mutabakatla çıkmayacağı ve yaz başında referanduma götürüleceği, ama halkın da bunu onaylayacağı kesin gibi görünüyor..." demiş. Gözlüklerini değiştir denyo! Halkın onu onaylayacağı nereden "kesin gibi" görünüyormuş, söyle de bilelim! Referandumda tokat yiyeceğini çoktan anlamış olan a-ke-pe hükümeti, sonradan "mağdur rolünü" oynayarak seçime gitmek için ortaoyunu çeviriyor. Senin gibi akılsız herifler bunu nerden anlasın? Bizim dengesiz şavalak bir de bahis tutuşmaya kalkıyor kuş kadar aklıyla: Ulan öküz, senin sözünün kıymeti harbiyesi mi var? "Obama, Amerika'ya başkan seçilirse Taksim Meydanı'na çıkıp anıracağım" diyen sen değil miydin? Gerçi köşenden her gün anırmaya ve havlamaya devam ediyorsun ama Taksim meydanına çıktığını göremedik? Palavralar sıkıp sonra da sözünün arkasında durmayan bir korkaksın sen, Engin Akkıç! |
![]() | facebook'ta paylaş! |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder