25 Şubat 2010 Perşembe

Engin Akkıç ciddiye alınmadığını görünce bunalıma girdi


Engin Akkıç denyosu günlerdir saçma sapan şeyler yazıyordu. Tek tek cevap vermeye değmeyen saçmalıklar, yalanlar, iftiralar ve abukluklar...

Bu gerzek herifin günlerce kıçını yırtıp ortalığa saçtığı pisliği, biz tek bir yazıyla silip geçeriz!

Zaten o yüzden bizim yazdıklarımızı okudukça Engin Akkıç dürzüsünün tansiyonu fırlıyor..

O yüzden bizim yazdıklarımızı gördükçe sinir krizlerine girip isterik karılar gibi ağlama krizine tutuluyor.

Hiç boşuna zırlama Engin Akkıç, sen busun: karaktersiz bir iftiracı! Ve hep böyle kalacaksın.

O yüzden bu gerçekle yaşamaya alış, hamşo...

Hem cahilsin, hem yalancı.. Sonra da "Millet seni ciddiye almıyor?" diye zırıl zırıl ağlıyorsun.

Oldu mu şimdi ya?

Bugün biz oluruz, yarın bir başkası...

Ama illa ki senin yediğin herzeleri gene senin çemçük ağzına tıkacak birileri illa ki çıkar..

Ortalığa fütursuzca yaydığın yalanlar ve palavralar, gün olur işte böyle suratında patlar!


Buyurun bizim saftirik şişkonun 19 Şubat 2010 tarihli abuklamalarından bir kesit:


Neymiş efendim? Rigas diye biri varmış ve bu son derece hümanist ve entellektüel adam "modern bir Osmanlı anayasası hazırlayacakmış", cart curt...

Yavrucum, dangalak olma! Internet çağındayız. Sıktığın palavraları yemezler!

http://en.wikipedia.org/wiki/Rigas_Feraios adresine bir TIK'layınca ne öğreniyoruz?

'Rigas Feraios'tan başka Sırpça ve Yunanca pek çok sahte isim kullanan bu herifçioğlu, Osmanlı Anayasası falan derdinde değil. "Şu Osmanlıyı bizim bu Yunan ellerinden nasıl atalım da Ortodoks kilisesinin himayesi altında, bütün Ortodoksları bir araya toplayacak bağımsız bir federasyon veya ülke kuralım" diye faaliyetlere girişmiş karanlık bir kişi.

Fransız devriminin Milli marşını bile taklit edecek kadar orijinallikten yoksun bu herif "Hadi Yunan evlatları, ayağa kalkın" diye bir marş bile yazmış.

Avusturya'da, İtalya'da ve Fransa'da dolaşıp bir yandan bu ülkelerde "Osmanlıya aleyhinde" fırıldaklar çevirirken bir yandan da Yunanlıları örgütlemeye girişmiş.

Gelgelelim bu fetbaz Yunanlıyı faka bastıran gene başka bir Yunanlı:
Demetrios Oikonomos Kozanites adlı Yunanlı bir tüccar, Rigas denen bu karanlık herifin kimlik belgelerine el koyuveriyor. Avusturya-Macaristan imparatorluğunun yetkili makamları da (o tarihlerde Avusturya-Macaristan İmparatorluğu içinde bulunan) Trieste'de bu şaşkını tutuklayıp paketliyorlar.

Osmanlı ülkesiyle müttefik oldukları ve kendileri de "bu türden bozguncu fikirlerin kendi ülkelerinde yayılmasını istemedikleri" için bu herifi Osmanlı makamlarına teslim ediyorlar.

Yani bu Rigas denen herif, eli kalem tutan, masum ve Osmanlıyla diyalog arayışında olan biri değil! Bugün Apo neyse, o gün de Rigas o! Amerikalılar nasıl Apo'yu paketleyip Türkiye'ye teslim ettilerse, Avusturyalılar da bu herifi paketleyip Osmanlı'ya teslim ediyorlar.

Belgrad Valisi'ne teslim edilen bu hainin cezası, 3.Selim tarafından çoktan kesilmiştir. İstanbul'da onu mutlak bir ölüm beklemektedir. Bunun farkında olan Rigas, Belgrad'ta intihara bile kalkışır, ama kendini öldüremeyecek kadar beceriksiz ve korkak olduğu için başaramaz.

(Korkaklık, beceriksizlik ve hainlik konularında bugünün yalaka maymunlarına ne kadar da benziyormuş bu Rigas hakikaten? Engin Akkıç adlı yalaka maymunun bu herifi matah biriymiş gibi övmesi ve örnek almasına hiç şaşmamak lazım!)

Ancak Belgrad'tan İstanbul'a giderken kaçma teşebbüslerinde bulunan bu şahıs hakkında, Osmanlı kolluk kuvvetleri "Yahu bu herif zaten kendini öldürmeye kalktı ama beceremedi. Şimdi de sanki becerebilecekmiş gibi kaçmaya falan kalkışıyor. Devletin parasını ve vaktini boşa harcamayalım. Bu arkadaşın biletini burada kesiverelim" demişler ve bu haini boğup cesedini Tuna nehrine atmışlar.

Eh tabi, bu pezevengi İmralı'ya koysalar, neler olacağını biliyorlarmış.. Hesabı oracıkta görmüşler...

Engin Akkıç'ın pek entellektüel ve masum sandığı bu korkak hain, geberirken "Çok verimli bir tohum diktim toprağa. Vakti saati gelince benim ulusum (Yunanlıları kastediyor yani) onun şanlı meyvelerini toplayacaktır" demiş.

Yani bu herif, Osmanlı federasyonu peşindeki bir entellektüel falan değil, düpedüz ayrılıkçı bir Yunan isyancısı.
Engin Akkıç her zaman olduğu gibi, ortalığı boş buldu.. Yalanlarını sıralamaya devam ediyor büyük bir pervasızlıkla...

Ama biz yemeyiz.. Adamın yalanını çok fena suratına vururuz!

Ne oldu Engin, rengin soldu?
Ne kadar aptal ve yalancı olduğunu bir kez daha ortaya çıkardık diye bize kızdın mı yoksa?

O değil de, mesela 24. Yüzyıl'da bu Engin Akkıç kadar hain başka bir alçak ve yalancı ortaya çıkıp da "Abdullah Öcalan'ın aslında ne kadar barışçı bir entellektüel olup ülkenin kurtuluşu için gerekli Anayasayı kaleme aldığını" falan da yazacak mıdır?

Hikayenin bir de son perdesi var tabii... Bizim Engin şapşalı, kendisini hiç kimsenin kaale almadığını görünce 22 Şubat tarihinde bakın ne yazmış:


A benim gerizekalı Engin'im.. a ferasetsiz, basiretsiz salağım..

Hem cahilsin, hem yalancı.. Sonra da "Millet seni ciddiye almıyor?" diye zırıl zırıl ağlıyorsun.
Oldu mu şimdi ya?






facebook'ta paylaş!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İzleyiciler