Kimi arkadaşlarımız merak ediyormuş: Bu Engin Akkıç hep böyle ahmak ve dangalak mıydı? Yoksa hayatının son yıllarında kendini rezil edip hüsrana uğradığı için mi ahlaksızlaştı ve eblehleşti?
Yani okurlar merak ediyor: Bu herifin ahlaksızlığı mı yoksa akılsızlığı mı önden geliyor?
"Tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan çıkar?" sorusu gibi...
Genel fikrimiz odur ki, bu dangalağın kişisel hezzeyanları ile kadınlar acizliği ve başarısızlığı (artık kendisinin çirkin oluşundan mıdır yoksa gizli eşcinsel oluşundan mıdır, orasını bilemiyoruz) onu şimdi içinde bulunduğu aciz ve iğrenç kişilik yapısına sürüklemiştir.
Peki bu uğursuz yaratığın giderek çirkefleşmesi ve 'yazı' diye çiziktirdiği saçmalamaları ne tür hastalıklı bir beyin yapısının ürünü?
Engin Akkıç adlı kaypak ve karaktersiz herifin davranışlarına yön veren esas dürtü KORKU'dur.
Evet, bu herif düpedüz korkaktır korkak olmasına ama... bunu ötesinde, bilinçaltında çocukluğundan beri var olagelen korkular hala varlığını sürdürmekte olduğu için bu sefil yaratığın şahsında 'aşağılık' kompleksine dönüşmektedirler.
Bugünün ahkamını keselim de okuyunca kıç üstü otursun gene: Engin Akkıç, sen istediğin kadar götünü yırt!.. Artık kimse seni ciddiye almadığı gibi, paçalarından akan korku ve komplekslerine bir tarafıyla gülüyor.
'Orospu çocuğu' olmayı iyi becerdin ama insan olmanın erdem ve meziyetleri söz konusu olduğunda hala sefilleri oynuyorsun öküzüm benim...
Yazarlığın mı? Güldürme bizi ulan... Bizim on beş dakikada ayaküstü 'karaladığımız' bir kaç paragraf bile senin saatlerce götünü yırtıp da ortaya döktüğün herzelerden daha anlamlı ve mantıklı.
Gerisini sen düşün.. (Pardon, sendeki sünger beynin çoktan iflas etmişti değil mi? Sen 'düşünme' yeteneğini de kaybetmişsin çoktan)
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder